التركية - الإنجليزية
تعريف kumâr في التركية الإنجليزية القاموس.
- gambling
You don't like gambling, do you?
-Sen kumar oynamayı sevmezsin, değil mi?
You need to stop gambling.
-Kumar oynamayı bırakmalısın.
- gamble
Tom gambled away everything he had.
-Tom sahip olduğu her şeyi kumarda kaybetti.
Tom is a professional gambler.
-Tom profesyonel bir kumarbaz.
- hazard
- (Kanun) gambling game
- (Ticaret) wager
- game
- (Kanun) game of chance
- game of hazard
- gaming
- gambling, gamble, play
- play
- kumar oynayarak
- gambling
- kumar oyunu
- game of chance
- kumar aleti
- (Kanun) gaming device
- kumar borcu
- (Kanun) gaming debt
- kumar borcu
- gambling debt
- kumar borcu
- debt of honor
- kumar def'i
- (Kanun) gambling plea
- kumar gibi
- on spec
- kumar kâğıdı playing cards
- (used in gambling)
- kumar makinası
- one armed bandit
- kumar makineleri
- (Argo) pokies
- kumar makinesi
- fruit machine
- kumar makinesi
- slot machine
- kumar masası
- green cloth
- kumar masası
- gaming table
- kumar masası
- card table
- kumar masası örtüsü
- layout
- kumar masasında bırakmak
- (deyim) gamble away a small fortune
- kumar oynama
- dicing
- kumar oynama
- gaming
- kumar oynama ve suç
- gambling and crime
- kumar oynamak
- (Argo) shoot hoop
- kumar oynamak
- to gamble
Tom likes to gamble on horses.
-Tom atlar üzerine kumar oynamaktan hoşlanır.
Do you like to gamble?
-Kumar oynamak ister misin?
- kumar oynamak
- punt
- kumar oynamak
- game
- kumar oynamak
- 1. to gamble. 2. to embark knowingly upon a risky enterprise
- kumar oynamak
- gamble
Do you like to gamble?
-Kumar oynamak ister misin?
Tom likes to gamble on horses.
-Tom atlar üzerine kumar oynamaktan hoşlanır.
- kumar oynatan görevli
- croupier
- kumar oyunları
- (Ticaret) banking game
- kumar oyunu
- 1. game of chance. 2. a risky business, a dangerous enterprise
- kumar poliçesi
- (Kanun) gambling policy
- kumar sistemi
- gambling system
- kumar sözleşmesi
- (Ticaret) wagering contract
- kumar vergisi
- (Ticaret) tax on betting
- kumar yasaları
- gaming laws
- kumar yuvası
- gambling den
- ahlak kumar büro amirliği
- (Kanun) police vice department
- iki zarla özel masasında oynanan bir kumar
- craps [sl.]
- kollu kumar makinesi
- one-armed bandit
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف kumâr في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Para vs. karşılığında oynanılan oyun. Meşru bir ihtiyacın karşılanması için bir çalışma sonucu olmadan piyango ve şans oyunları gibi haram yollarla kazanç elde etmektir. Dinimizde böyle oyunların her türlüsü haramdır. Bir müslüman kendi menfaatini isteyip zararını istemediği gibi; diğer bir müslümanın da çıkarını gözetip kötülüğünü isteyemez. Halbuki kumara katılan herkes, karşı tarafın zarariyle kendi çıkarlarını düşünmektedir.Eğer böyle bir menfaat ve zarar oyunda konulmamışsa ve dince yasaklanan maksadl
- Orman gülü
- Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu: "Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi."- N. Cumalı
- Ortaya para konularak oynanan şans oyunu
- Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu
- oyun
- (Hukuk) ALEA
- keriz
- (Osmanlı Dönemi) KIMAR
- kumar ebesi
- Kumar oynatan kimse veya kumarcı