They set up a bronze statue of the hero.
- Kahramanın bronz bir heykelini diktiler.
She played the heroine better than I.
- O, kahramanı benden daha iyi oynadı.
I think Tom is heroic.
- Tom'un kahraman olduğunu düşünüyorum.
That doesn't seem very heroic.
- O çok kahramanca görünmüyor.
Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
- Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
Ancient people liked to tell stories of bravery.
- Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.
The soldiers fought valiantly, but finally they had to give in.
- Askerler kahramanca savaştılar fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldılar.
In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
- Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.
This book sees the protagonist conquer insurmountable odds and save the day.
- Bu kitap kahramanın aşılmaz olasılıkları fethettiğini görür ve günü kurtarır.
The protagonist of the new film is a child angel.
- Yeni filmin kahramanı bir çocuk melek.
They have played heroines.
- Onlar kadın kahramanları oynadılar.
I am not a big fan of the Hollywood superhero movies.
- Hollywood süper kahraman filmlerinin büyük bir hayranı değilim.
The boy spends hours drawing short stories about superheroes.
- Çocuk süper kahramanlar hakkında kısa hikayeler çizerek saatler harcıyor.
Heroes always arrive late.
- Kahramanlar her zaman geç gelir.
Modern heroes are represented by rock stars.
- Modern kahramanlar rock yıldızları tarafından temsil edilmektedir.