külçeleri

listen to the pronunciation of külçeleri
التركية - الإنجليزية

تعريف külçeleri في التركية الإنجليزية القاموس.

külçe
ingot
külçe
{i} nugget

This project is a gold nugget. - Bu proje altın bir külçedir.

külçe
heap
külçe
mass
külçe
pile
külçe
nugget, lump (of unrefined metal)
külçe
ingot (cast metal)
külçe
bunch
külçe
bullions
külçe
pig
külçe
ingot, bullion, nugget; pile, heap
külçe
(altın veya gümüş) bullion
külçe
chunk
التركية - التركية

تعريف külçeleri في التركية التركية القاموس.

KÜLÇE
(Hukuk) İri ve tek parça maden
KÜLÇE
(Osmanlı Dönemi) Eritilip tasfiye olunmamış veya topraktan çıkartıldığı gibi bulunan maden
KÜLÇE
(Osmanlı Dönemi) Büyük parça şeklinde dökülmüş maden
Külçe
külte
külçe
Külçe durumunda olan: "Yüzlerce yıllık gözyaşı, bir külçe altına değmez."- F. R. Atay
külçe
Yığın durumundaki nesnelerin oluşturduğu küme: "Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde."- Y. K. Karaosmanoğlu
külçe
Yığın durumundaki nesnelerin oluşturduğu küme
külçe
Külçe durumunda olan
külçe
Eritilerek kalıba dökülmüş maden veya alaşım
külçe
Fırın ekmeği