I'm sure you despise me.
 - Senin beni küçümsediğinden eminim.
They don't despise you.
 - Onlar seni küçümsemiyorlar.
Tom learnt from Mr Ogawa that many people have scorn for the nouveau riche.
 - Tom birçok insanın sonradan görme insanları küçümsediğini Bay Ogawa'dan öğrendi.
Why are you giving me such a scornful look?
 - Neden bana böyle küçümseyen bir görünüm veriyorsun?
He takes every opportunity to belittle you.
 - O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.
Do not belittle his suggestions.
 - Onun önerilerini küçümseme.
Tom also despised Mary.
 - Tom da Mary'yi küçümsedi.
Even his servants despised him.
 - Onun uşakları bile onu küçümsedi.