I'm writing my book at will - there's no deadline or minimum word count.
I'd like to go to London.
 - Londra'ya gitmek isterim.
Would you like to dance with me?
 - Benimle dans etmek ister misin?
I am sorry, but I cannot meet your requirement.
 - Üzgünüm ama isteğinizi yerine getiremem.
I don't require your understanding.
 - Anlayışını istemiyorum.
Did you request a new desk?
 - Yeni bir masa istediniz mi?
The request became a hot political issue in the presidential campaign.
 - İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.
Reservations are required.
 - Rezervasyon isteniyor.
I would like to but I have a required course tonight.
 - İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
Tom requested my assistance.
 - Tom yardımımı istedi.
He requested my assistance.
 - O benim yardımımı istedi.
I have some cravings.
 - Benim bazı isteklerim var.
Do you want to come with us?
 - Bizimle gelmek ister misiniz?
I want to go to London.
 - Londra'ya gitmek isterim.
Tom heard Mary call for help.
 - Tom Mary'nin yardım istediğini duydu.
Why didn't Tom call for help?
 - Tom neden yardım istemedi?
An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
 - Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
My sponsor was willing to agree to my suggestion.
 - Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
Dan desired to kill Linda.
 - Dan Linda'yı öldürmek istedi.
There remains nothing to be desired.
 - İstenilen bir şey yok.