increasing for

listen to the pronunciation of increasing for
الإنجليزية - التركية

تعريف increasing for في الإنجليزية التركية القاموس.

increasing
{s} çoğalan
increasing
artan

Sami artan sıklıkta ortaya çıktı. - Sami showed up with increasing frequency.

Son zamanlarda, bilgisayar kullanımında artan çeşitlilik, ofis alanlarının çok ötesine uzandı. - Recently, the increasing diversity of computer use has extended far beyond the realms of the office.

increasing
artırıcı
increasing
yükseltme
increasing
artağan
increasing
(Kimya) artma

Cinayetlerin sayısı Japonya gibi bir ülkede bile artmaktadır. - The number of murders is increasing even in a country like Japan.

Yurt dışına çıkan Japon sayısı yıldan yıla artmaktadır. - The number of Japanese going overseas has been increasing year by year.

increasing
{i} artış
increasing
{f} art

Yurt dışına çıkan Japon sayısı yıldan yıla artmaktadır. - The number of Japanese going overseas has been increasing year by year.

Bu kasabanın nüfusu artıyor. - This town is increasing in population.

increasing
artarak
increasing
{i} artırma

Ne yazık ki kavşaklardaki trafik sinyallerinin sayısını artırmak trafik kazalarının sayısın azaltmaya yardımcı olmadı. - Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.

increasing
(isim) artırma
increasing
(sıfat) çoğalan
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف increasing for في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

increasing
present participle of increase
increasing
{i} enlarging, expanding, growing
increasing
{s} becoming greater, expanding, growing
increasing
becoming greater or larger; "increasing prices"
increasing for

    الواصلة

    in·creas·ing for

    التركية النطق

    înkrisîng fôr

    النطق

    /ənˈkrēsəɴɢ ˈfôr/ /ɪnˈkriːsɪŋ ˈfɔːr/
المفضلات