in this place; you see (for drawing attention); behold

listen to the pronunciation of in this place; you see (for drawing attention); behold
الإنجليزية - التركية

تعريف in this place; you see (for drawing attention); behold في الإنجليزية التركية القاموس.

here
burda

Tom'u burdan uzaklaştır. - Get Tom away from here.

Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım? - Pardon me, how do I get to Downing Street from here?

here
bunda

Peki bundan sonra ne olacak? - Where do we go from here?

Üç aydır buradayım ve şimdiye kadar bundan hoşlandım. - I've been here three months, and so far I've enjoyed it.

here
(Bilgisayar) burayı

Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor. - Tom hopes Mary likes it here.

Lütfen burayı imzalayın. - Please sign your name here.

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı. - Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.

İşte onun yaşadığı ev. - Here's the house where he lived.

here
burada

Yarın ben burada olacağım. - I will be here tomorrow.

Sonsuza dek burada kalamam. - I can't stay here forever.

here
buraya

Dün buraya koyduğum kitaba ne oldu? - What happened to the book I put here yesterday?

Buraya dün akşam altıda geldik. - We arrived here at six yesterday evening.

here
hey

Hey, buradan çıkalım. - Hey, let's get out of here.

Hey, burada ne oluyor. - Hey, what's going on here?

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
الإنجليزية - الإنجليزية
here