O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Okula gidiyoruz çünkü öğrenmek istiyoruz.
- We go to school because we want to learn.
Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
- I called a cab, because it was raining.
Posta grev yüzünden ertelendi.
- The mail is delayed because of the strike.
Yağmur yüzünden gelemedim.
- I couldn't come because of the rain.
I am always doing that which I can not do, in order that I may learn how to do it.