Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme.
- Don't say bad things about others.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Lütfen eşyalarımı oldukları gibi bırakın.
- Please leave my things as they are.
Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Böyle bir şey olacak son kişi olduğunuzu düşündüm.
- I thought you'd be the last person to do such a thing.
Yanlış şey yapan kişi bendim, sen değil.
- I was the one who did the wrong thing, not you.
Biz zengin ya da fakir olup olmadığımıza göre, olayları farklı görürüz.
- We see things differently, according to whether we are rich or poor.
Tom'un çoğunlukla olayları hatırlama sorunu var.
- Tom often has trouble remembering things.
Yeryüzündeki tüm canlılar karbon içerirler.
- All living things on Earth contain carbon.
Canlılar hücrelerden oluşur.
- Living things are made from cells.
Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.
- The first item on Tom's list of things to take with him on his trip is his mobile phone recharger.
Ben nesneleri sınıflandırmada iyi değilim.
- I'm not good at classifying things.
İnsanlar ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alırlar.
- People buy things they don't need.
Yapmanıza ihtiyaç duyduğum bir şey daha var.
- There's one more thing I need you to do.
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
- I don't know about things like that.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Hiç kimse şimdiye kadar böyle bir şey görmedi.
- No one ever saw such a thing.
Bu tür şeylerin neden olduğunu kimse bilmiyor.
- Nobody knows why this kind of thing happens.