im übrigen

listen to the pronunciation of im übrigen
ألمانية - التركية
ayrıca, bundan başka
الإنجليزية - التركية

تعريف im übrigen في الإنجليزية التركية القاموس.

incidentally
tesadüfen
otherwise
aksi takdirde

Ben koştum ve koştum, aksi takdirde geç kalabilirdim. - I ran and ran; otherwise I might have been late.

Acele etsen iyi olur, aksi takdirde randevun için geç kalacaksın. - You'd better hurry, otherwise you'll be late for your appointment.

otherwise
ayrıca
otherwise
başka

Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım. - I tried to convince Tom otherwise.

Tom başka boş odada tek başına oturdu. - Tom sat alone in the otherwise empty room.

otherwise
bunun dışında

Tom sana bunun dışında söylemedikçe, yarınki toplantıda olmalısın. - Unless Tom tells you otherwise, you should be at tomorrow's meeting.

Yemek çok lezzetli değildi ama bunun dışında parti bir başarıydı. - The food wasn't very delicious, but otherwise the party was a success.

incidentally
lâf arasında
otherwise
bunun dışında/başka türlü
otherwise
başka konuyla
otherwise
farklı
incidentally
bir ara
incidentally
aklıma gelmişken
otherwise
farklı bir şekilde
otherwise
yoksa

Acele etsen iyi olur, yoksa geç kalacaksın. - You'd better hurry, otherwise you'll be late.

Derhal git, yoksa geç kalacaksın. - Go at once, otherwise you will be late.

incidentally
z. aklıma gelmişken
incidentally
şans eseri
incidentally
bu arada

Bu arada sana bir şey söylemek zorundayım. - Incidentally, I have to tell you something.

incidentally
yakında
ألمانية - الإنجليزية
incidentally
otherwise