She is backward in expressing her opinion.
 - O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
My fluency is sufficient for many situations, but not for expressing my — often contradictory — emotions.
 - Benim akıcılığım birçok durum için yeterlidir, fakat genellikle çelişkili durumlarımı ifade etmek için değil.
I must have expressed myself badly.
 - Ben kendimi kötü bir şekilde ifade etmiş olmalıyım.
She expressed her sentiments on the war.
 - Savaşla ilgili duygularını ifade etti.
I'd like to express my gratitude.
 - Minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.
She expressed her sentiments on the war.
 - Savaşla ilgili duygularını ifade etti.