hazırlanmamış

listen to the pronunciation of hazırlanmamış
التركية - الإنجليزية
unprepared
spur of the moment
unmade
hazırla
prepare

I have to prepare for the test in English. - İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.

The cook prepares different dishes every day. - Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

hazırla
{f} priming
hazırla
{f} steel
hazırla
{f} preparing

He was in charge of preparing a magazine for publication. - O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.

Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams. - Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.

hazırla
concoct
hazırla
drawn up

He has drawn up a will. - O, bir vasiyetname hazırladı.

hazırla
{f} prepared

In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake. - Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.

Tom prepared dinner by himself. - Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.

önceden hazırlanmamış
unstudied