Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.
- Tom showed me a magic trick.
Bu sihirbazlıktaki hileyi fark ettim.
- I was aware of the trick in this magic.
Ona büyü yapacağım ve bir kurbağaya çevireceğim.
- I'll use magic on him and turn him into a frog.
Japon folklöründe, bakenekolar büyülü güçleri olan kedilerdir.
- In Japanese folklore, bakeneko are cats with magical powers.
Bu sihirbazlıktaki hileyi fark ettim.
- I was aware of the trick in this magic.
Keşke sihir kullanabilsem.
- I wish I could use magic.
Narnia'nın büyülü dünyasına hoş geldiniz.
- Welcome to the magical world of Narnia.
Her lamba büyülü değildir.
- Not every lamp is magic.
Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.
- In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.
Çocuk bir sürü sihirli numaralar biliyor.
- The boy knows many magic tricks.
a magic wand; a magic dragon.