halsiz halsiz

listen to the pronunciation of halsiz halsiz
التركية - الإنجليزية
droopingly
In a drooping manner
in a drooping manner; "a branch hung low, droopingly
loosely, limply; weakly, feebly
halsiz
weak

I felt weak in the knees. - Dizlerimde halsizlik hissettim.

halsiz
sluggish

He's known to appear sluggish. - Onun halsiz göründüğü bilinmektedir.

I just felt slow and sluggish. - Ben sadece yavaş ve halsiz hissettim.

halsiz
infirm
halsiz düşmüş
run down
halsiz olmak
to be sluggish
halsiz
run down
halsiz
droopy
halsiz
very tired
halsiz
weakly
halsiz
languid
halsiz
exhausted
halsiz
groggy

Tom is still groggy and disorientated. - Tom hâlâ halsiz ve şaşırmış.

Tom will probably still be groggy. - Tom muhtemelen hâlâ halsiz olacak.

halsiz
washy
halsiz
exhausted, weary, tired out, weak, infirm
halsiz
weak, feeble, enervated, debilitated, languid
halsiz
faint
halsiz
(yaşlı) senile
halsiz
drooping
halsiz
languorous
halsiz
prostrate
halsiz
wonky
halsiz bırakmak
tire to death
halsiz bırakmak
to pul sb down
halsiz bırakmak
tire out
halsiz bırakmak
enfeeble
halsiz düşmek
decay
halsiz düşmüş
tired to death
halsiz düşmüş
tired out

We were tired out after our long walk. - Uzun yürüyüşümüzden sonra halsiz düşmüştük.

halsiz düşmüş
decayed
hastalıktan halsiz
run down
التركية - التركية

تعريف halsiz halsiz في التركية التركية القاموس.

halsiz
Hâli, gücü olmayan, bitkin, dermansız, takatsiz (bir biçimde)
halsiz
Hâli, gücü olmayan, bitkin, dermansız, takatsiz bir biçimde: "Süzüle süzüle bakan gözleriyle fazla yorgun, hâlsiz cevap verdi."- P. Safa
halsiz
Hâli, gücü olmayan, bitkin, dermansız, takatsiz