I want to know the truth.
 - Hakikatı bilmek istiyorum.
You can't win against the truth.
 - Hakikat karşısında galip gelemezsin.
Tom is out of touch with reality.
 - Tom hakikatten habersiz.
Philosophy is the art of taking revenge on reality.
 - Felsefe, hakikatten intikam alma sanatıdır.
I really, truly believe that.
 - Ben gerçekten, hakikaten ona inanıyorum.
Was he really boring?
 - O hakikaten sıkıcı mıydı?
It's a truly difficult problem to resolve.
 - Bu çözmek için hakikaten zor bir problem.
I really, truly believe that.
 - Ben gerçekten, hakikaten ona inanıyorum.