I proudly grant you this.
- Ben bunu sana gururla veriyorum.
99 kopeks, Dima stated proudly. I need 99 kopeks.
- 99 kopek, Dima gururla ifade etti. Benim 99 kopeğe ihtiyacım var.
Many parents take pride in their children.
- Birçok anne-baba çocuklarıyla gurur duyuyor.
When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
- O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
His vainglory put the Republic at risk.
- Onun boş gururu cumhuriyeti tehlikeye attı.
Vanity and pride are different things, though the words are often used synonymously.
- Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.
His vainglory put the Republic at risk.
- Onun boş gururu cumhuriyeti tehlikeye attı.