Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
- Tom had to go back the way he'd come.
Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
- Tom didn't want to go back to where he was born.
Tom Amerika'yı gerçekten özlüyor ve geri gitmek istiyor.
- Tom really misses America and he wants to go back.
Boston'a Tom'suz geri gitmek zorunda kaldım.
- I had to go back to Boston without Tom.
Tom yakında eve geri dönecek.
- Tom will go back home soon.
Tom Boston'a geri dönmek zorunda kaldı.
- Tom had to go back to Boston.
Sanırım sonunda Tom parasız kalacak ve eve geri gitmek zorunda kalacak.
- I imagine that Tom will eventually run out of money and have to go back home.
Şimdi eve geri gitsen iyi olur.
- You'd better go back home now.
Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
- Tom didn't want to go back to where he was born.
Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
- Tom had to go back the way he'd come.
You promised me that you'd pay up today, no going back on your word.
Bill and I go back to college.
... My question is kind of going back ...
... I love it and I keep going back. ...