Eski kitaplarımı bağışlıyorum.
- I'm giving my old books away.
Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.
- Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.
Bilgisayarımı hibe ediyorum.
- I'm giving my computers away.
Eşyalarımı hibe ediyorum.
- I'm giving my stuff away.
Doğum yapma süreci çok acı vericidir.
- The process of giving birth is very painful.
Televizyon bilgi vermek için çok önemli bir araçtır.
- Television is a very important medium for giving information.
EVET işareti vererek yanıtladı.
- He responded by giving the OK gesture.
Tom'un Mary'ye para vermeye hiç niyeti yoktu.
- Tom had no intention of giving Mary any money.
Bana küçük bir kredi vermeyi düşünür müsünüz?
- Would you consider giving me a small loan?
EVET işareti vererek yanıtladı.
- He responded by giving the OK gesture.
Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,
- A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.