I want to go to London.
 - Londra'ya gitmek isterim.
I wish to go to Hawaii.
 - Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.
Before going to work in Paris I must freshen up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Mr White has gone to Canada.
 - Bay White Kanada'ya gitti.
Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
 - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
When I went to Tokyo, I met him.
 - Ben Tokyo'ya gittiğim zaman ona rastladım.
Who's your favorite heavy metal guitarist?
 - Favori heavy metal gitaristin kim?
I just can't get along with him.
 - Onunla anlaşamadım gitti.
Yumi went there by herself.
 - Yumi oraya kendi gitti.
Lastly, she went to America.
 - Son olarak o Amerika'ya gitti.
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
I imagine that Tom will eventually run out of money and have to go back home.
 - Sanırım sonunda Tom parasız kalacak ve eve geri gitmek zorunda kalacak.
I won't go back there.
 - Oraya geri gitmeyeceğim.