We didn't hear you come in.
 - İçeri girdiğini duymadım.
Please make an appointment to come in and discuss this further.
 - İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
Tom got into bed and turned off the light.
 - Tom yatağa girdi ve ışığı kapattı.
I can't believe that you actually got into Harvard.
 - Harvard'a gerçekten girdiğine inanamıyorum.
Does Tom get into the city very often?
 - Tom çok sık şehre girer mi?
Tom tried to get into the locked room.
 - Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.
For our children to be safe, please do not enter adult sites.
 - Çocuklarımızın güvenliği için, lütfen yetişkin sitelerine girmeyin.
This ticket allows two people to enter.
 - Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.
Tom wanted to go into politics.
 - Tom siyasete girmek istedi.
I saw him go into the toilet a few minutes ago.
 - Beş dakika önce onun tuvalete girdiğini gördüm.