gezüchtet

listen to the pronunciation of gezüchtet
الإنجليزية - التركية

تعريف gezüchtet في الإنجليزية التركية القاموس.

grown
büyümüş

O, adeta, büyümüş bir bebek. - He is, as it were, a grown up baby.

Vay, nasıl da büyümüşsün! - My, how you've grown!

bred
well terbiye görmüş
bred
ill görmemiş
bred
yavrulamak
cultivated plants
(Tarım) kültür bitkileri
grown
{s} olmuş
bred
s_h.besle+e.yavrula
grown
yetişkin

Çocuklar için tasarlanmış kitap yetişkinleri eğlendiriyor. - Intended for children, the book entertains grown-ups.

Tom'un yetişkin bir kızı var. - Tom has a grown daughter.

grown
{f} yetiştir

Açık hava pazarları yerel çiftliklerde yetiştirilen gıdaları satar. - Open-air markets sell food grown on local farms.

Pirinç yağışlı bölgelerde yetiştirilir. - Rice is grown in rainy regions.

bred for
için yetiştirilmiş
bred
f., bak. breed
bred
büyüt/yay/üre/besle
bred
cinsi karışmış
bred
breed bred out dejenere olmuş
grown
grownups yetişkinler
grown
f., bak. grow. s. yetişkin
grown
grownup yetişkin kimse
grown
grow ol/büyüt/büyü
grown
büyümüş grownup büyümüş
grown
yetişmiş