Avustralya'da ocak ayında esnaf hizmetini almak mümkün değildir. Onların hepsi tatildedirler.
- It is impossible to obtain the services of a tradesman in January in Australia. They are all on holiday.
Kötü bir esnaf aletlerini suçlar.
- A bad tradesman blames his tools.
Tom, başarılı yakışıklı bir işadamıydı.
- Tom was a successful handsome businessman.
Bir işadamı olmasının yanında, o bir müzisyen de.
- Besides being a businessman, he is a musician.
O sadece bir iş adamıdır.
- He is nothing but a businessman.
İyi bir iş adamı nasıl para kazanacağını bilir.
- A good businessman knows how to make money.
Tom bir sürü para kazanmış zeki bir işadamıydı.
- Tom was an astute businessman who made a lot of money.
Bir işadamı olmasının yanında, o bir müzisyen de.
- Besides being a businessman, he is a musician.
He's a successful businessman.
- Er ist ein erfolgreicher Geschäftsmann.
Learning Klingon will be of great use for his career as a businessman.
- Klingonisch zu lernen wird ihm für seine Karriere als Geschäftsmann sehr von Nutzen sein.