Even though the United States is a developed country, it still has some very poor people.
- Gelişmiş bir ülke olsa bile Abd'de hala bazı çok yoksul insanlar var.
Greece is a developed country.
- Yunanistan gelişmiş bir ülke.
Japan is becoming the most advanced country technologically.
- Japonya teknolojik olarak, en gelişmiş ülke oluyor.
The military power of this country is very advanced.
- Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir.
There is an urgent need for improved living conditions.
- Gelişmiş yaşam şartlarına acil bir ihtiyaç var.
Still, things haven't really improved.
- Yine de, işler gerçekten gelişmiş değil.
This isn't very sophisticated technology.
- Bu çok gelişmiş bir teknoloji değil.
Tom isn't very sophisticated.
- Tom çok gelişmiş değil.
Advanced countries must give aid to developing countries.
- Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
The military power of this country is very advanced.
- Bu ülkenin askerî gücü çok gelişmiştir.
Did you notice him coming in?
- Onun içeri gelişini fark ettin mi?
We are all looking forward to your coming.
- Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Possibly, the accident will delay his arrival.
- Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.
She informed him of her arrival.
- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.