India is a developing country.
- Hindistan gelişmekte olan bir ülkedir.
Turkey is a developed country.
- Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir.
Advanced countries must give aid to developing countries.
- Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
Recent developments caused them to change their travel plans.
- Son gelişmeler onların seyahat planlarını değiştirmelerine neden oldu.
Commerce led to the development of cities.
- Ticaret şehirlerin gelişmesine neden oldu.
I saw him coming upstairs.
- Onu üst kata gelişini gördüm.
We are all looking forward to your coming.
- Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
The arrival of the troops led to more violence.
- Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
She informed him of her arrival.
- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
Tom is making great progress in French.
- Tom Fransızcada büyük gelişme sağlıyor.
My sister has made remarkable progress in English.
- Kız kardeşim İngilizcede önemli bir gelişme kaydetti.
The recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
Advanced countries must give aid to developing countries.
- Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
American-British relations showed improvement.
- Amerikan-İngiliz ilişkileri gelişme gösterdi.
There was steady economic improvement.
- İstikrarlı ekonomik gelişme vardı.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
- İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
- Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
Change can sometimes be difficult, but it can also open up new opportunities and be a means of personal growth and development.
- Değişim bazen zor olabilir, ancak yeni fırsatlar yaratabilir ve kişisel büyüme ve gelişme aracı olabilir.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.