Tutukluya özgürlüğü verildi.
- The prisoner was given his freedom.
Tom hâlâ bir tutuklu.
- Tom is still a prisoner.
Kendinizi benim tutsaklarım olarak düşünün.
- Consider yourselves my prisoners.
Sen burada tutsak değilsin.
- You're not a prisoner here.
Tom bir yerde esir tutuluyor.
- Tom is being held prisoner somewhere.
Ben esir tutuluyorum.
- I'm being held prisoner.
Amerika'da hapishanede mahkumlar için ayrılan yer mahkumlara yeterli değildir.Bu yüzden hapishaneler çok kalabalıktır.
- In the U.S., there are more prisoners than there is jail space for them. So the prisons are overcrowded.
Mahkumlar serbest bırakıldı.
- The prisoners were released.
Tom bir yerde mahpus tutuluyor.
- Tom is being held prisoner somewhere.
O bir hükümlüye işkence etti.
- He tortured a prisoner.
Hapishane gardiyanı her hükümlüye bir roman yazdırdı.
- The prison guard made every prisoner write a novel.