gedämpft

listen to the pronunciation of gedämpft
ألمانية - التركية
buğuda pişirilmiş; (ses, ışık) kısık¡
buğulanmış
الإنجليزية - التركية

تعريف gedämpft في الإنجليزية التركية القاموس.

cautious
{s} ihtiyatlı

O son derece ihtiyatlı. - She's extremely cautious.

Tom Mary'nin gereksiz yere ihtiyatlı olduğunu düşünüyor. - Tom thinks that Mary is being unnecessarily cautious.

cautious
{s} tedbirli

Ben tedbirli olmaya çalışıyorum. - I'm trying to be cautious.

Biz sadece tedbirli davranıyoruz. - We're just being cautious.

absorbed
{s} tüm dikkatini bir şeye vermiş
cautious
müdebbir
absorbed
{f} em
cautious
dikkatli

Caddeyi geçerken dikkatli ol. - Be cautious when you cross the street.

Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli. - As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious.

cautious
önemli
cautious
sakıngan

Yeni bir şey denemeyecek kadar sakıngan. - He is too cautious to try anything new.

absorbed
{s} dikkatini vermiş
absorbed
(Kanun) mahsup edilmiş
absorbed
absorbe
absorbed
(Kanun) belertilmiş
absorbed
{s} dalmış

Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi. - My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room.

Çizgi romanlar okumaya dalmıştı. - She was absorbed in reading comic books.

absorbed
emilmiş
cautious
{s} sakınan
cautious
cautiously ihtiyatla cautiousness ihtiyatlılık