Bahçede kedini görüyorum.
- I see your cat in the garden.
Bahçedeki bütün çiçekler sarı.
- All the flowers in the garden are yellow.
Tepeler, küçük bir müze, bir park ve büyük bir kilise vardır.
- There are hills, a little museum, a public garden and a big church.
Bazı bahçıvanlar parkta açelyalara bakarlar.
- Several gardeners look after the azaleas in the park.
Büyükannem avlusundaki otları çekiyordu.
- My grandmother was pulling up weeds in her backyard.
Avlumuzda üç tane ağaç var.
- We have three trees in our backyard.
Benim arka bahçe on kişiden daha fazlasını barındırabilir.
- My backyard can hold more than ten people.
Arka bahçemizde bir köpek kulübemiz var.
- We have a doghouse in our backyard.
O, bahçede çalışmayı sever.
- He likes to work in the garden.
Babamın bir dinlenmeye ihtiyacı var. O üç saattir bahçede çalışmaktadır.
- Dad needs to take a rest. He's been working in the garden for three hours.
If only we had a garden!
- Wenn wir bloß einen Garten hätten!
I have only a small garden.
- Ich habe nur einen kleinen Garten.