gözlenmektedir

listen to the pronunciation of gözlenmektedir
التركية - الإنجليزية

تعريف gözlenmektedir في التركية الإنجليزية القاموس.

gözle
(Bilgisayar) watch

She was watching the film with her eyes red in tears. - O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.

She was watching TV with tears in her eyes. - Gözlerinde gözyaşlarıyla TV izliyordu.

gözle
{f} observing

The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers. - Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi.

I'm observing wild birds. - Ben yabani kuşları gözlemliyorum.

gözle
{f} eye

This song is so moving that it brings tears to my eyes. - Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.

Mother looked at me with tears in her eyes. - Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.

gözle
{f} observed

I noticed I was being observed. - Gözlenmekte olduğumu fark ettim.

He observed many types of creatures there. - Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.

gözle
observe

He observed many types of creatures there. - Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.

This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter. - Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.

gözle
{f} surveyed
gözle
optical