التركية - الإنجليزية
تعريف gövdem في التركية الإنجليزية القاموس.
- gövde
- trunk
Tom sat on a tree trunk.
-Tom bir ağaç gövdesinde oturdu.
The two squirrels chased each other around the trunk of a large tree.
-İki sincap büyük bir ağacın gövdesinin etrafında birbirini kovaladı.
- gövde
- body
He has a strong body.
-O güçlü bir gövdeye sahip.
A dachshund is a dog from Germany with a very long body and short legs.
-Bir dachshund uzun gövdesi ve kısa bacakları olan bir Alman köpeğidir.
- gövde
- carcass
- gövde
- shaft
- gövde
- (İnşaat) bisque
- gövde
- drum
- gövde
- frustum
- gövde
- (Avcılık) flat
- gövde
- (Tarım) stock
- gövde
- cover
- gövde
- bulk
- gövde
- frame
- gövde
- {i} stalk
- gövde
- stem
- gövde
- casing
- Gövde
- (Tıp) torso
Sami sent Layla photos of his torso.
-Sami gövdesinin fotoğraflarını Leyla'ya gönderdi.
- gövde
- carcase
- gövde
- (ağaç vb.) stock
- gövde
- dressed carcass (of an animal)
- gövde
- body, trunk (of animals, trees)
- gövde
- hull
They scraped barnacles off the hull of the ship.
-Geminin gövdesinden kaya midyelerini sıyırdılar.
- gövde
- housing
- gövde
- ground form
- gövde
- gram. theme, stem
- gövde
- (uçak) former
- gövde
- body; (ağaç) trunk, stem; fuselage; hull
- gövde
- (direk vb.) shank
- gövde
- body, trunk, torso, bulk (of a person)
- gövde
- fuselage (of an airplane)
- gövde
- body, the main part of anything
- gövde
- somato
- gövde
- soma
- gövde
- shank
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف gövdem في التركية التركية القاموس.
- Gövde
- korpus
- gövde
- Hayvanlarda baş, ayak ve kuyruktan, ağaçlarda kök ve dallardan geri kalan bölüm
- gövde
- Bir şeyin asıl toplu bölümü
- gövde
- Kesilmiş hayvanın, sakatatları alındıktan sonraki durumu
- gövde
- Köklere yapım eklerinin getirilmesiyle ortaya çıkan türev
- gövde
- Kesilmiş hayvanın etinin bütünü
- gövde
- İnsan bedeni
المصطلحات ذات الصلة
gövdem
الواصلة
göv·demResimler
السابق
المفضلات