التركية - الإنجليزية
تعريف futbolcular في التركية الإنجليزية القاموس.
- Footballers
- futbol
- soccer
I play soccer every day.
-Her gün futbol oynarım.
She will play soccer tomorrow.
-O yarın futbol oynayacak.
- futbol
- football
I play football every day.
-Her gün futbol oynarım.
Football is an old game.
-Futbol eski bir oyundur.
- futbolcu
- footballer
Tom is an old footballer.
-Tom eski bir futbolcudur.
The legendary footballer Diego Armando Maradona is from Argentina.
-Efsanevi futbolcu Diego Armando Maradona, Arjantinlidir.
- futbolcu
- football player
Messi is the world's greatest football player.
-Messi dünyanın en iyi futbolcusudur.
Football players make a lot of money.
-Futbolcular çok para kazanır .
- futbol
- footer
- futbol
- football game
- futbol
- volley
- futbolcu
- soccer player
I'd like to become a famous soccer player.
-Ünlü bir futbolcu olmak istiyorum.
His brother is a famous soccer player.
-Onun erkek kardeşi ünlü bir futbolcudur.
- futbol
- sideline
- futbol
- association football
- futbol
- football, soccer
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف futbolcular في التركية التركية القاموس.
- futbolcu
- Futbol oyuncusu: "Hele futbolcuları göklere çıkarmak ölçüsüzlük ve basitlikti."- H. Taner
- Futbol
- ayak topu
- futbol
- Topu, kafa veya ayak vuruşları ile karşı kaleye sokma kuralına dayanan ve on birer kişilik iki takım arasında oynanan top oyunu, ayak topu
- futbol
- Topu, kafa veya ayak vuruşları ile karşı kaleye sokma kuralına dayanan ve on birer kişilik iki takım arasında oynanan top oyunu, ayak topu: "Bir çayırlıkta futbol oynayan çocuklara hakemlik yaptım."- S. F. Abasıyanık
- Futbolcu
- topçu
- futbolcu
- Futbol oyuncusu
المصطلحات ذات الصلة
futbolcular
الواصلة
fut·bol·cu·larResimler
السابق
المفضلات