first in time

listen to the pronunciation of first in time
الإنجليزية - التركية

تعريف first in time في الإنجليزية التركية القاموس.

first time
(Bilgisayar) ilk sefer

Daha önce burada bulundun mu? Hayır, bu benim ilk seferim. - Have you been here before? No, It's my first time.

Ben ilk seferi hatırlıyorum. - I remember the first time.

first time
ilk defa

Eski arkadaşlarımdan biri uzun süredir ilk defa beni ziyaret etti. - An old friend of mine dropped in on me for the first time in ages.

Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür. - When meeting a person for the first time, keep the conversation light.

first time
ilk kez

Ben, beş yıl içinde, ilk kez Yoshida ile görüştüm. - I saw Yoshida for the first time in five years.

İki yılda ilk kez bir film izledim. - I saw a movie for the first time in two years.

first time
ilk olarak

Onunla ilk olarak ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum. - I don't remember when the first time I met him was.

Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı. - The world population reached one billion for the first time in 1804.

الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف first in time في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

first time
initial time, initial experience, initial occurrence