Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
 - Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
 - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
İki pint bir litreye eşittir.
 - Two pints are equal to a quart.
İstediğiniz herhangi bir dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da bütün diller eşittir.
 - You may write in any language you want. On Tatoeba, all languages are equal.
Esperanto ile diğer ülkelerden gelen insanlarla eşit olarak iletişim kurabilirsiniz.
 - With Esperanto you can communicate equally with people from other countries.
Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.
 - You have to share the cake equally.
Her ikisi de aynı derecede makul.
 - Both are equally plausible.
Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular.
 - They made equally tough demands.
O, görev için yeterli değildir.
 - He is not equal to the task.
All right angles are equal.