Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.
- Learning another language means discovering a new world.
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
- The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Araştırma tehlikelidir. Bazen hiç bulmak istemediğin bir şeyi bulursun.
- Searching is dangerous. Sometimes you discover something you didn't at all want to find.
Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
- The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.
Amerika'yı kim keşfetti?
- Who discovered America?
Bugün Ruslar geliyor! Ruslar geliyor! adında bir filmin olduğunu keşfettim.
- Today I discovered that there's a movie called The Russians are coming! The Russians are coming!
For when a woman is left too much alone, sooner or later she begins to think;- And no man knows what then she may discover.
- Denn wenn eine Frau zu viel allein gelassen wird, fängt sie früher oder später zu denken an... Und man weiß nicht, was sie dann entdecken mag.
They weren't able to discover any secrets.
- Sie konnten keinerlei Geheimnis entdecken.