emekler

listen to the pronunciation of emekler
التركية - التركية

تعريف emekler في التركية التركية القاموس.

Emek
alın teri
emek
Uzun ve yorucu çalışma
emek
Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü
emek
Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü: "Ücret emeğin karşılığıdır."- Anayasa. İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci, say
emek
Uzun ve yorucu, özenli çalışma
emek
Uzun ve yorucu, özenli çalışma: "Bir darbe benim bütün o uzun emeklerimi sıfıra indirir."- H. C. Yalçın
emek
İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci, sa'y
التركية - الإنجليزية

تعريف emekler في التركية الإنجليزية القاموس.

emek
labor

Tom worked as a laborer. - Tom bir emekçi olarak çalıştı.

Learning without thought is labor lost. - Düşünce olmadan öğrenme emek kaybıdır.

emek
{i} work

About half of all American workers do not have access to workplace retirement savings plan. - Tüm Amerikan işçilerinin yaklaşık yarısının iş yeri emeklilik tasarruf planına girişleri yok.

The biggest challenge to the project will be the availability of workers with the skills required to bring it to fruition. - Projenin en büyük zorluğu, hayata geçirmek için gerekli beceriye sahip emekçilerin bulunup bulunmaması olacak.

emek
endeavour
emek
endeavor
emek
(Ticaret) manpower
emek
elbow grease
emek
Labour
emek
effort

A considerable amount of time and effort have been spent already. - Önemli miktarda zaman ve emek harcanmış durumda.

Why do these elderly politicians spend so much time and effort trying to get reelected? Their lives are not likely to last much longer. - Bu yaşlı politikacılar neden yeniden seçilmeye çalışmak için bu kadar çok zaman ve emek harcıyorlar? Hayatlarının çok daha uzun sürmesi muhtemel değildir.

emek
screen
emek
labour [Brit.]
emek
trouble, pains
emek
pain

No gains without pains. - Emeksiz kazanç olmaz.

emek
work, labor
emek
work, labour, labor; effort, endeavour, pains
emek
pains

No gains without pains. - Emeksiz kazanç olmaz.

emek
toil
emek
exertion
emek
exert
emek
elbow