O işle, o ayda 500 doların üzerinde kazanmaktadır.
- He earns over 500 dollars a month with that job.
Onlar para kazanmak istiyorlardı.
- They wanted to earn money.
Tom daha çok para kazanmak için iş değiştirdi.
- Tom changed jobs to earn more money.
Ne kadar para kazanmak istersin?
- How much money do you want to earn?
Hayatını İngilizce öğreterek kazanıyor.
- He earns his living by teaching English.
Ebeveynlerinin görüşü onun kazancını aptal bir kıza harcadığı idi!
- His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
O kazançlarla ilgili vergi talep etti.
- He called for a tax on earnings.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer.
- America is a lovely place to be, if you are here to earn money.
Onun amacı para kazanmak değil.
- His goal is not to earn money.
In addition to your salary, you will earn a bonus for achieving monthly targets.
Bir iş sadece geçinmek için bir araç değildir.
- A job is not merely a means to earn a living.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
Bu, kazandığımdan daha fazla.
- This is more than I have earned.
Onun fikirleri asla ona on sent kazandırmadı.
- His ideas never earned him a dime.
Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
- I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.
- Being an orphan, my father had to start earning money at ten.
Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.
- Being an orphan, my father had to start earning money at ten.
Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
- I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
Now that you are earning, you can start paying me rent.
You can have the s'mores: you earned them, clearing the walkway of snow so well.
My CD earns me six percent!.
Klee also left home to make his name, moving in his late teens to Munich, where he studied art, earned his keep as a musician and, in 1906, married Lily Stumpf.
Those Japanese radios were a nice little earner; we sold all of them by lunchtime.
... taxes on everything they earn. ...
... Google will continue to earn your trust. ...