Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
- He had no difficulty in solving the problem.
Yaşlı adam kaçtı ama güçlükle.
- The old man escaped, but with difficulty.
Ben sınavı zorlukla geçtim.
- I passed the examination with difficulty.
Otobüs durağını bulmakta çok zorluk çektik.
- We had much difficulty in finding the bus stop.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
- He had no difficulty in solving the problem.
Ben bu sorunu güçlükle çözdüm.
- I solved this problem with difficulty.
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
- If you have any difficulty, ask me for help.
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
- Are you in any difficulty?
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
- Are you in any difficulty?
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
- If you have any difficulty, ask me for help.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
- He had no difficulty in solving the problem.
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
- I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Büyük zorluklar onun başarı yolunda duruyor.
- The great difficulties stand in the way of its achievement.
Rusya büyük finansal zorluklarla karşılaşıyor.
- Russia is facing great financial difficulties.
We faced a difficulty.
... available, more difficulty in finding things that are ...
... that I play with in this book is called desirable difficulty. ...