Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
 - I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
 - He had no difficulty in solving the problem.
Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız.
 - You'll find some difficulty carrying out the plan.
İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
 - I had great difficulty in finding my ticket at the station.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
 - He had no difficulty in solving the problem.
Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz.
 - We can get over the problem without difficulty.
Eğer herhangi bir sıkıntın olursa, benden yardım iste.
 - If you have any difficulty, ask me for help.
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
 - Are you in any difficulty?
Herhangi bir sıkıntı içinde misin?
 - Are you in any difficulty?
Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım.
 - When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.
Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
 - He had no difficulty in solving the problem.
O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi.
 - She had no difficulty in learning the poem by heart.
Onlar, Tom'un gençliğinde hangi zorlukları yaşadığını bilmiyorlar.
 - They don't know what difficulties Tom went through in his youth.
Büyük zorluklar onun başarı yolunda duruyor.
 - The great difficulties stand in the way of its achievement.
We faced a difficulty.
... available, more difficulty in finding things that are ...
... that I play with in this book is called desirable difficulty. ...