Bu geçerli bir bakış açısıdır.
 - This is a valid point of view.
Bilet bir hafta geçerlidir.
 - The ticket is valid for a week.
Yeni sürümü bir giriş doğrulamak için yüz tanıma yazılımı kullanır.
 - The newest version uses facial-recognition software to validate a login.
Lütfen bu bileti doğrula.
 - Please validate this ticket.
Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır.
 - The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.
Sizin iddianızın hiçbir geçerliliği yoktur.
 - Your argument has no validity.
Şikayetimin yasal olduğunu düşünüyorum.
 - I think my complaint is valid.
Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.
 - With all due respect, I think they both had valid points.