The baby needs a diaper change.
- Bebeğin bez değişimine ihtiyacı var.
Who does want change?
- Değişimi kim istiyor?
Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
- O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
The year 1796 saw a change in American politics.
- 1796 yılında, Amerikan siyasetinde bir değişim gördüm.
Everything is in flux.
- Her şey değişim halinde.
Jim stayed with us while he was in Japan as an exchange student.
- Jim değişim öğrencisi olarak Japonya'da bizimle kaldı.
As cultural exchange continued between the two countries, their mutual understanding became even deeper.
- İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti.