التركية - الإنجليزية
تعريف davulla في التركية الإنجليزية القاموس.
- davul
- {i} drum
Meg is beating a drum.
-Meg bir davul çalıyor.
Tom asked Mary not to play the drums so late at night.
-Tom Mary'den gece geç saatlerde davul çalmamasını rica etti.
- davulla zurnayla duyurmak
- clarion
- davul
- (Muzik) timpano
- davul
- timpani
- davul
- the drums
- davul
- to drum
- davul
- tambour
- davul
- (orkestra) timpano
- davul
- slang behind, rump
- davul
- atabal
- davul
- kettledrum
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف davulla في التركية التركية القاموس.
- Davul
- tamtam
- Davul
- (Osmanlı Dönemi) TABL
- Davul
- (Osmanlı Dönemi) DEMDEME
- Davul
- tambor
- Davul
- baraban
- Davul
- artebe
- davul
- Ağrı ilinde bir yayla
- davul
- Büyük ve enlice bir kasnağın iki yanına deri geçirilerek yapılan, tokmak ve değnekle çalınan çalgı, bateri: "Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum."- F. R. Atay
- davul
- Büyük ve enlice bir kasnağın iki yanına deri geçirilerek yapılan, tokmak ve değnekle çalınan çalgı, bateri
- davul
- Fırın
المصطلحات ذات الصلة
davulla
الواصلة
da·vul·laResimler
السابق
المفضلات