Tom cut some branches off the apple tree.
 - Tom elma ağacından bazı dallar kesti.
He cut some branches off the oak tree.
 - O, meşe ağacından bazı dallar kesti.
I want to dive into the river.
 - Nehre dalmak istiyorum.
Bill dived into the river to save the drowning child.
 - Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
He cut a twig from the tree with his knife.
 - O bıçak ile ağaçtan ince bir dal kesti.
He tied the twigs into bundles.
 - O demetlerin içine ince dallar bağladı.
Why don't we duck back inside?
 - Niçin içeri dalmıyoruz?
She dived naked into the sea.
 - O, denize çıplak daldı.
Bill dived into the river to save the drowning child.
 - Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
Tom fell back to sleep.
 - Tom tekrar uykuya daldı.
I fell asleep before father came back home
 - Babam eve dönmeden önce uykuya daldım.
I get a kick from diving.
 - Ben dalmaktan heyecan duyuyorum.
Tom didn't have the courage to try sky diving.
 - Tom'un gökyüzü dalışını deneyecek cesareti yoktu.
Mary bought Tom a copy of How to Win Friends and Influence People, by Dale Carnegie.
 - Mary Tom'a Dale Carnegie tarafından yazılmış Nasıl dost kazanılır ve insanları nasıl etkilersin'in bir kopyasını satın aldı.
It is about time we bought a new microwave oven.
 - Yeni bir mikro dalga fırın almamızın zamanı geldi de geçti.
The baby was sound asleep in her mother's arms.
 - Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
I fell asleep with my laptop on.
 - Laptopum açıkken uykuya daldım.