Others were excluded too, right?
 - Diğerleri de dışlandı, değil mi?
They excluded John from the club.
 - Onlar John'ı kulüpten dışladılar.
I was basically ostracized.
 - Temel olarak dışlanmıştım.
Layla was ostracized by society.
 - Leyla toplum tarafından dışlandı.
Speech is external thought, and thought internal speech.
 - Konuşma dış düşünce ve düşünce iç konuşmadır.
Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
 - Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
Storms have abraded the outer layer of paint.
 - Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı.
The outer part of the ear is made of cartilage.
 - Kulağın dış tarafı kıkırdaktan yapılmıştır.
A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
 - Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
 - Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
Have you ever been to a foreign country?
 - Hiç yurt dışında bulundun mu?
The Foreign Minister was a puppet.
 - Dışişleri Bakanı bir kuklaydı.
Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
 - Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
 - Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
Jane offered to take care of our children when we were out.
 - Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti.
Don't forget to turn off the gas before going out.
 - Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.
It is getting dark outdoors.
 - Dışarıda hava kararıyor.
She doesn't get outdoors much.
 - O, evin dışına fazla çıkmaz.
Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.
 - Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.
Women's faces are often more beautiful when they take their clothes off, for they then stop thinking about their external appearance.
 - Kadınların yüzü giysilerini çıkardıklarında çoğunlukla daha güzeldir, zira onlar o zaman dış görünüşleri hakkında düşünmekten vazgeçerler.
No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
 - Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
Could we have a table outside?
 - Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?
Innovators think outside the box.
 - Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.
Wisdom does not preclude love.
Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
 - Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
How many exoplanets have been discovered so far?
 - Şimdiye kadar kaç tane dış gezegen keşfedildi?
The exosphere is the outermost layer of our atmosphere.
 - Ekzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat.
 - Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.
She went out without saying good-bye.
 - Hoşça kal demeden dışarı çıktı.