Europa and Enceladus are thought to have an ocean of liquid water beneath their surface.
 - Europa ve Enceladus'un, yüzeylerinin altında sıvı sudan oluşan bir okyanusa sahip oldukları düşünülmektedir.
Better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt.
 - Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir.
I think it'll rain today.
 - Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
I think he is a doctor.
 - Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.
What do you think of the original plan?
 - Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
Two people think of her as their daughter.
 - İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.
She is very thoughtful and patient.
 - O çok düşünceli ve sabırlı.
She put down her thoughts on paper.
 - Düşüncelerini kağıda döktü.
Tom pondered his next move.
 - Tom onun sonraki hamlesini düşünüp taşındı.
Tom was probably pondering something.
 - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Tom was probably pondering something.
 - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
 - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
I can not hear that song without thinking of my high school days.
 - Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
When I contemplate the sea, I feel calm.
 - Denizi düşündüğümde, sakin hissediyorum.
He contemplated taking a trip to Paris.
 - Paris'e bir gezi yapmayı düşündü.
I often meditate on the meaning of life.
 - Ben sık sık yaşamın anlamı üzerinde düşünürüm.
I'm trying to meditate.
 - Düşünmeye çalışıyorum.
Do you think that was deliberate?
 - Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?
The jury deliberated for three days.
 - Jüri üç gün boyunca düşündü.
I have no idea what that guy is thinking.
 - Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.
With Renaissance, scholastic ideas gave place to positive ideas.
 - Rönesans ile skolastik düşünce yerini pozitif düşünceye bırakmıştır.
Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce.
 - Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.
I'm considering going with them.
 - Onlarla gitmeyi düşünüyorum.
It is considered impossible to travel back to the past.
 - Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
Tom considered working for our company, but decided not to.
 - Tom bizim şirketimiz için çalışmayı düşündü, fakat yapmamaya karar verdi.