The player made a splendid comeback.
- Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.
Tom often forgets to use his turn signal.
- Tom çoğunlukla dönüş sinyalini kullanmayı unutur.
His hair has turned white.
- Saçları beyaza dönüştü.
The dog waited day after day for its master's return.
- Köpek her gün sahibinin dönüşünü bekledi.
There is no returning to our younger days.
- Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
The leaves of the trees turn yellow in fall.
- Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
The caterpillar transformed into a beautiful butterfly.
- Tırtıl güzel bir kelebeğe dönüştü.
In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
- İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
The first Ferris wheel was built in 1893 in Chicago.
- İlk dönme dolap 1893 yılında Chicago'da inşa edildi.
The world's first Ferris wheel was built in Chicago. It was named after its contructor, George Washington Gale Ferris, Jr.
- Dünyanın ilk dönme dolabı Şikago'da yapıldı. Ona yapımcısının adı verildi, George Washington Gale Ferris, Jr.
There is no returning to our younger days.
- Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
There is no returning on the road of life.
- Yaşam yolunda dönüş yoktur.
The lesson on reflexive verbs is always difficult for the students.
- Dönüşlü fiiller dersi öğrenciler için her zaman zordur.
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
Tom can't back down now.
- Tom şimdi sözünden dönemez.
Tom refused to back down.
- Tom sözünden dönmeyi reddetti.
I saw his car veering to the right.
- Onun arabasının sağa doğru döndüğünü gördüm.
The black hole is surrounded by a rotating disk of ionized gas.
- Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.
At the equator, the Earth is rotating at a speed of about about 2200 kilometers per hour.
- Ekvatorda, Dünya yaklaşık saatte 2200 kilometre hızla dönüyor.
I'll return to get my handbag.
- Ben el çantamı almak için geri döneceğim.
The president was forced to return to Washington.
- Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
After a long absence, she returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
He returned home from Europe in 1941, when the war broke out.
- O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.
Layla's love turned to revenge.
- Leyla'nın sevgisi intikama dönüştü.
Our trip to Africa is turning into a catastrophe.
- Afrika'ya gezimiz bir felakete dönüşüyor.
That country is turning into a society with high education.
- O ülke yüksek öğrenim görmüş bir topluma dönüşüyor.
Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
I had trouble finding my way back to my hotel last night.
- Dün gece otele dönüş yolumu bulmada sıkıntı yaşadım.