التركية - الإنجليزية
تعريف délice في التركية الإنجليزية القاموس.
- delice
- insane
What you decided to do is insane.
-Yapmaya karar verdiğin şey delice.
This is an insanely hard language.
-Bu delicesine zor bir dildir.
- delice
- lunatic
- delice
- crazily
- delice
- cockle
- delice
- nutty
- delice
- manically
- delice
- dementedly
- delice
- maniacal
- delice
- demoniacally
- delice
- daffily
- delice
- insensately
- delice
- crack
- delice
- derangedly
- delice
- like mad
- delice
- berserk
- delice
- darnel, ryegrass
- delice
- insensate
- delice
- madly
They fell madly in love after drinking a love potion.
-Aşk iksiri içtikten sonra delice aşık oldular.
He's madly in love with him.
-Ona delicesine aşıktır.
- delice
- splitting
- delice
- madly, like hell, like mad; nutty, crazy, insane
- delice
- bughouse
- delice
- maniacally
- delice
- buggy
- delice doğan
- (Hayvan Bilim, Zooloji) falco subbuteo
- delice doğan
- (Hayvan Bilim, Zooloji) eurasian hobby
- delice fikir
- notion
- delice otu
- (Botanik, Bitkibilim) rye grass
- delice otu
- (Tıp) lolium temulentum
- delice sevme
- nut
- delice cesaret
- foolhardiness
- delice cesur
- temerarious
- delice doğan
- (Tabiat Doğa) (kuş, Fam: Circinae) [syn.: delice/ balaban doğan, ekin / gökçe delice] hen harrier, goshawk
- delice doğan
- hobby
- delice istemek
- go gaga over
- delice
- mad
He's madly in love with him.
-Ona delicesine aşıktır.
They fell madly in love after drinking a love potion.
-Aşk iksiri içtikten sonra delice aşık oldular.
- delice
- frenzied
- delice
- ryegrass
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف délice في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- delice
- Delight, pleasure, especially sensual pleasure
he has pourd out his idle mind / In daintie delices, and lauish ioyes .
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف délice في التركية التركية القاموس.
- delice
- Buğdaygillerden, genellikle buğday tarlalarında yetişen, tohumu zehirli, yabani bir bitki (Lolium temulentum)
- delice
- Yabani zeytin
- delice
- Davranışları aşırı, deli gibi olan
- delice
- Davranışları aşırı, deli gibi olan: "Bu defterin içine ne delice saadetler yazmıştı."- Ö. Seyfettin
- delice
- Bir cins doğan
- delice
- Atmaca, şahin
- delice
- Buğdaygillerden, genellikle buğday tarlalarında yetişen, tohumu zehirli, yabani bir bitki
- delice
- Aşılanmamış zeytin ağacı
- delice
- Delicesine
- delice
- Aşılanmamış zeytin ağacı, yabani ağaç
- delice doğan
- Kartallar takımının kartalgiller familyasından bir kuş türü (Falco subbuteo)
- Delice
- deli deli
المصطلحات ذات الصلة
délice
الواصلة
déli·ceعلم أصول الكلمات
() From Old French delice, from Latin dēlicium.Resimler
السابق
المفضلات