تعريف cropped في الإنجليزية التركية القاموس.
- (Bilgisayar) kırpılmış
- crop
- ekin
Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
- The flood did great damage to the crops.
Geçen yaz oldukça soğuktu, ve pirinç ekini on yıl içinde en kötüydü.
- It was exceptionally cold last summer, and the rice crop was the worst in 10 years.
- cropped area
- ekim sahası
- crop
- {i} ürün
Biz çeşitli ürünler yetiştirdik.
- We grow a variety of crops.
Pirinç ürünü zaten hasat edildi.
- The rice crop is already in.
- crop
- hasat
Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
- Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
Hükümet çiftçilerin hasatlarının zararını telafi etti.
- The government compensated the farmers for the damage to the crops.
- crop
- {f} dikmek
- crop
- kesip kısaltmak
- crop
- (hayvan) otlamak
- crop
- (Jeoloji) mostra
- crop
- (Arılık) bal ürünü
- crop
- kansa
- crop
- (Jeoloji) yüzlek
- crop
- (Arılık) bal midesi
- crop
- (Tarım) mahsül
Bu yıl bereketli mahsülümüz vardı.
- We had a bumper crop this year.
Domates mahsülünün en iyilerini seçelim ve onları markete götürelim.
- Let's choose the best of the tomato crop and take them to the market.
- crop
- (Bilgisayar) kırp
- crop
- (Hayvan Bilim, Zooloji) katı
- crop
- kısa saç
- crop
- kırbaç
- crop
- semere
- crop
- (Gıda) bitkisel ürün
- crop
- topluluk
- crop
- yemek
- crop
- ürün vermek
- crop
- {f} kemir
- crop
- küme
- crop
- mahsul
Bu topraklar iyi pirinç mahsulü verir.
- This land yields a good crop of rice.
Ekilebilir arazi mahsul yetiştirilebilen arazi demektir.
- Arable land is land that can be used to grow crops.
- crop
- yığın
- crop
- türküm
- crop
- kısa kesilmiş saç
- crop
- (saç/kuyruk) kesmek
- crop
- {i} tahıl
- crop
- {f} kırpmak
- crop
- kırp(mak)
- close cropped
- kısa kesilmiş
- crop
- crop rotationher yıl değişik ekin ekerek toprağın bereketini koruma
- crop
- {f} kırkmak, kırpmak, kesmek, kesip kısaltmak
- crop
- grup
- crop
- (Tekstil) tabakalanmış hayvan derisi
- crop
- havsala
- crop
- {f} otlamak
- crop
- {f} ekmek
- crop
- kursak/grup/mahsûl/ekin
- crop
- {i} kursak
- crop
- {i} (Zooloji) kursak
- crop
- {i} binici kırbacı
- crop
- {i} kalabalık
- crop
- cream of the crop bir şeyin en âlası
- crop
- {i} ürün, mahsul, ekin, rekolte
- crop
- {i} işleme
- crop
- {f} biçmek
- crop
- {i} ekip biçme
- crop
- {i} verim
- crop
- {f} kesmek
- crop
- crop ürün ver/ek/kes/ye