الإنجليزية - التركية
تعريف confine; place in a pen or coop; cage في الإنجليزية التركية القاموس.
- coop
- kümes
Dün ben Denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm.
-Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop.
Tom arka bahçesine bir tavuk kümesi yaptırdı.
-Tom built a chicken coop in his backyard.
- coop
- coop up tıkmak
- coop
- {f} kümese sokmak
- coop
- {f} kapamak
- coop
- coop kapan/kapa
- coop
- kooperatif
Tom kooperatif olacağımı biliyordu.
-Tom knew that I'd be cooperative.
Tom kooperatif olmak istiyor.
-Tom wants to be cooperative.
- coop
- {f} tıkmak
- coop
- fly the coop kodesten kaçmak
- coop
- {f} kafeslemek
- coop
- {i} hapishane
- coop
- {i} kafes
Güvercin kafese uçtu.
-The pigeon has flown the coop.
- coop
- kodes
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف confine; place in a pen or coop; cage في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {f} coop
confine; place in a pen or coop; cage
النطق
Resimler
المفضلات