bulmaya

listen to the pronunciation of bulmaya
التركية - الإنجليزية
in search of
bulmaya çalışma
quest
bulmaya çalışmak
search for
bulmaya çalışmak
try to find

Unfortunately, the police had to wait until there was another victim to try to find more about the serial killer. - Ne yazık ki, polis seri katil hakkında daha fazla bilgi bulmaya çalışmak için başka bir mağdur buluncaya kadar beklemek zorunda kaldı.

I've got to try to find him. - Onu bulmaya çalışmak zorundayım.

bulmaya çalışmak
look for

I went to many shops to look for the book. - Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.

kusur bulmaya meyilli
critical
bul
{f} found

I found this book very interesting. - Bu kitabı çok enteresan buldum.

Zebras and giraffes are found at a zoo. - Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.

bul
rout out
bul
{f} finding

Finding his office was easy. - Onun bürosunu bulmak kolaydı.

Finding her office was easy. - Onun bürosunu bulmak kolaydı.

bul
{f} find

Ann can't find a job. - Ann, bir iş bulamıyor.

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

bul
contrive

He contrived a means of speaking to Nancy privately. - O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.

bul
{f} contrived

He contrived a means of speaking to Nancy privately. - O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.

Bul
(abbr. for Bulvarı) Boulevard
bul
routout
bul
detect

The detective used a magnifier to find some clues. - Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır.

The detective found absolute proof of the man's guilt. - Dedektif adamın suçuyla ilgili kesin kanıtı buldu.

bul
ave
kusur bulmaya çalışan
exceptious
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف bulmaya في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

bul
bulletin
التركية - التركية

تعريف bulmaya في التركية التركية القاموس.

bul
Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta