Tom didn't intend to spend so much time painting the fence.
- Tom çiti boyamak için çok fazla zaman harcamak niyetinde değildi.
I guess Tom didn't get around to painting the barn last summer.
- Sanırım Tom geçen yaz ahırı boyamaya zaman ayırmadı.
Tom wants to dye his hair.
- Tom saçını boyamak istiyor.
The school's dress code prohibits dyeing your hair a non-natural color.
- Okulun kıyafet kodu saçınızı doğal olmayan bir rengi boyamanızı yasaklıyor.
We went back to my place and then we started coloring pictures together.
- Mekanıma geri döndük ve sonra resimleri beraber boyamaya başladık.
Adult coloring books have become popular recently.
- Yetişkin boyama kitapları son zamanlarda popüler hale geldi.
The school's dress code prohibits dyeing your hair a non-natural color.
- Okulun kıyafet kodu saçınızı doğal olmayan bir rengi boyamanızı yasaklıyor.
When did you start dyeing your hair?
- Ne zaman saçlarını boyamaya başladın?
John has been painting the door.
- John kapıyı boyamaktadır.
I've bought a new palette and a few paint brushes.
- Yeni bir palet ve birkaç boyama fırçası aldım.
Tom chose the color to paint our offices.
- Tom ofislerimizi boyamak için renk seçti.
John has been painting the door.
- John kapıyı boyamaktadır.
Tom dyed his hair dark brown.
- Tom saçını koyu kahverengine boyadı.
Tom couldn't tell whether Mary dyed her hair or not.
- Tom Mary'nin saçını boyatıp boyatmadığını söyleyemedi.
Why did you paint the bank red?
- Neden bankı kırmızıya boyadın?
The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
- Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır.
The snow that fell recently has coloured the mountain white, it is truly beautiful.
- Son zamanlarda düşen kar, dağı beyaza boyadı, bu gerçekten güzel.
Tom and Mary coloured some eggs for Easter.
- Tom ve Mary Paskalya için birkaç yumurta boyadı.
They put a coat of paint on the chair.
- Onlar sandalyeye bir kat boya sürdüler.
The house looked wonderful with its fresh coat of paint.
- Ev taze boya katıyla harika görünüyordu.
Tom said he wanted to dye his hair black.
- Tom saçlarını siyaha boyamak istediğini söyledi.
Tom said he wanted to dye his hair black.
- Tom saçını siyaha boyamak istediğini söyledi.
Tom dyed his hair dark brown.
- Tom saçını koyu kahverengine boyadı.
Tom couldn't tell whether Mary dyed her hair or not.
- Tom Mary'nin saçını boyatıp boyatmadığını söyleyemedi.
She wants to dye her hair red.
- O, saçını kırmızıya boyamak istiyor.
Tom said he wanted to dye his hair black.
- Tom saçını siyaha boyamak istediğini söyledi.
The front of Tom's shirt was stained with blood from a gunshot wound.
- Tom'un gömleğinin önü bir kurşun yarasından kan ile boyandı.
Her shirt was stained with sauce.
- Onun gömleği sosla boyandı.
We went back to my place and then we started coloring pictures together.
- Mekanıma geri döndük ve sonra resimleri beraber boyamaya başladık.
Coloring eggs is fun.
- Yumurta boyamak eğlenceli.
The fence will be painted by Tom tomorrow.
- Çit yarın Tom tarafından boyanacak.
Tom had his house painted last summer.
- Tom geçen yaz evini boyattı.
Tom chose the color to paint our offices.
- Tom ofislerimizi boyamak için renk seçti.
What color do you want to dye your hair?
- Saçını boyamak için ne renk istersin?