All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.
They give presents to one another.
- Birbirlerine hediyeler verirler.
Rainy days seemed to follow one another all summer.
Let's try to understand one another.
- Birbirimizi anlamaya çalışalım.
We should try to understand one another.
- Biz birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.
We don't know each other.
- Biz birbirimizi tanımıyoruz.
These two lines cut across each other at right angles.
- Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.
Everything is interconnected.
- Her şey birbirine bağlıdır.
Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected.
- Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.