birazda

listen to the pronunciation of birazda
التركية - الإنجليزية

تعريف birazda في التركية الإنجليزية القاموس.

biraz
some

Do you want some coffee? - Biraz kahve ister misin?

Put some salt on your meat. - Etinin üzerine biraz tuz koy.

biraz
a little

Add a little more pepper. - Biraz daha biber ekle.

Could you please speak a little bit more slowly? - Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?

biraz
bit

Could you move the chair a bit? - Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?

Could you please speak a little bit more slowly? - Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?

biraz
any

I tried to give her some money, but she wouldn't take any. - Ben ona biraz para vermeye çalıştım, ama o hiç almadı.

Do you have any French wine? - Biraz Fransız şarabın var mı?

biraz
some; tolerable
biraz
a bit

Could you move the chair a bit? - Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?

You should relax a bit. - Biraz sakinleşmelisin.

biraz
something of

He is something of an expert on oriental art. - O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.

You're something of a troublemaker, aren't you? - Sen biraz baş belasısın, değil mi?

biraz
not least
biraz
somewhat

The washing machine is somewhat out of order. - Çamaşır makinesi biraz bozuk.

Tom seemed to be somewhat disappointed. - Tom biraz hayal kırıklığı uğramış gibi görünüyordu.

biraz
something

I know it's kind of late, but would you mind if I came over now? I have something I need to discuss with you. - Biraz geç olduğunu biliyorum ama şimdi uğramamın bir sakıncası var mı? Seninle tartışmam gereken bir şeyim var.

Tom asked Mary for some money so he could buy something to eat. - Tom Mary'den yiyecek bir şey alabilmesi için biraz para istedi.

biraz
mild

Tom seems mildly interested. - Tom biraz ilgili görünüyor.

Tom only looks mildly interested. - Tom sadece biraz ilgili görünüyor.

biraz
a shade

The weather is a shade better today. - Hava bugün biraz daha iyi.

He is a shade better today. - O bugün biraz daha iyi.

biraz
to a degree
biraz
a smal amount
biraz
a trifle
biraz
a spot of

Do you want a spot of coffee? - Biraz kahve ister misiniz?

biraz
a small number of
biraz
slightly

My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf. - Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.

Tom is slightly under the weather today. - Tom, bugün biraz keyfsiz.

biraz
awhile

John, you've been working too hard. Have a seat and rest awhile. - John, çok çalışıyorsun. Otur ve biraz dinlen.

biraz
a little bit

I was a little bit disappointed. - Biraz hayal kırıklığına uğradım.

Could you please speak a little bit more slowly? - Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?

biraz
mildly

Tom only looks mildly interested. - Tom sadece biraz ilgili görünüyor.

Tom seems mildly interested. - Tom biraz ilgili görünüyor.

biraz
moderately
BİRAZ
alittle
biraz
of something
biraz
a little, some, a bit; slightly; awhile
biraz
a little, some
biraz
modicum
biraz
{s} tolerable
التركية - التركية

تعريف birazda في التركية التركية القاموس.

Biraz
(Osmanlı Dönemi) NEV'AN
BİRAZ
(Osmanlı Dönemi) Karşı karşıya kavga etme. Savaşa atılma
biraz
Kısa bir süre için: "Uzun etme iki gözüm biraz da bize uğra."- O. Rifat
biraz
Az miktarda, çok değil: "Biraz yağmur yağdı mı, Beyoğlu'nun yaya kaldırımlarında yürüyebilirsen yürü."- F. R. Atay
biraz
Yeterince değil, yeter ölçüde değil
biraz
Az miktarda, çok değil
biraz
Kısa bir süre için